ılıca, ılıca kaplıcaları, balıkesir ılıca, balya ılıca, ılıca, ılıca kaplıcaları, ılıcakaplıcaları, ILICA, ILICAKAPLICALARI, balya ılıca, termal, sıcak su, kum banyosu, balıkesir ılıca, şifalı su, doğa, tatil, termal turizim, hamam, türk hamamı, şaban sevilen," />

 
ILICA KAPLICALARI
ılıca kaplıcaları balıkesir ılıca balya ılıca  
  ANA SAYFA
  ILICA HAKKINDA (Tarihçe)
  ILICA'YA ULAŞIM
  FOTO ALBÜM (Slayt Gösterisi)
  KAPLICALARIMIZ (Tarihçe)
  KAPLICALARIMIZ (Fotoğraf ve Genel Bilgi)
  BELDEMiZDEN HABERLER
  BELDEMİZDEN KIŞ MANZARALARI
  ILICA ViDEOLARI iZLE
  ESKİ BALIKESİR RESİMLERİ
  BİRAZDA GÜLELİM
  MESAJ VE KONUK DEFTERi
ılıca kaplıcaları

-----DUYURU -----


BELDEMİZ'İ TANITIĞIMIZ WEB SİTEMİZ'İN YAPIM ÇALIŞMALARI DEVAM ETMEKTEDİR...


--web sayfamız 1280-1024 ekran çözünürlüğüne göre ayarlanmıştır...



ILICA HAKKINDA (Tarihçe)
Balıkesir’in 3000 yıllık tarihinde Ilıca beldesi bulunmaktadır. Beldenin belirlenebilen en eski adları şöyledir: Hiera Kerme, Hiyus Hieron, Diyus Hieron veya Dyushi Eroron. Bu eski geçmişi doğrulayıcı nitelikte olmak üzere, Ilıca beldesi ve çevresi tarihsel kalıntılar bakımından çok zengindir.
Sülarya dağlarının eteklerinden Çat deresi, mandıra mevkiine, Pirenli tepesi eteklerine (Pirenli tepesi eteklerindeki höyük) ve sıcak su kaplıcalarına kadar olan bölge tarihsel ve arkeolojik bulgulara rastlanılan bir özellik arz eder. Bu bölge içerisindeki yerler şunlardır: “Beş tepeler”: Lahitli mezarların bulunduğu yerdir. “Yukarı Değirmen”: Beş tepeler eteklerindedir. Kaplıcadan başlayan Horasan’dan yapılmış su menfezleri-tünelleri bulunmuştur. “Madenlik”: Osmanlı Devletinin son devirlerinde işletilen bakır madeninin bulunduğu yerdir. “Eşek deresi” boğazı, “Köy Çukuru”, “Kale (Asar) tepesi”: Beldenin 2-3 km. batısındadır. Zirvesinde sur kalıntıları bulunmaktadır. “Patlangaçlı (Patlangozlu) çeşme”, “Ma-i dallık (Mağdallık)”, “Mezarlık”, “Köy Yeri”, “Kanlıca”, “Sülüklü ineç (Sütlüeneç)”, Bununla birlikte belde içinde de (Ilıca ilkokulu bahçesindeki lahitli mezar) tarihsel ve arkeolojik bulgulara rastlanmaktadır. Özetle Balya ilçesine bağlı köyler içerisinde, en eski uygarlıklara ait kalıntıların bulunabildiği yer Ilıca kasabasıdır.
Türklerin Ilıca ve çevresine ne zaman geldikleri konusunda elimizde bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Genel Müdürlüğü arşivlerindeki kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere ve kuşaktan kuşağa anlatıla gelen kuruluş efsanelerine göre Ilıca bir köy olarak; Türklerin Rumeli’ye geçişleri sırasında, “Mescit ve Mescit Kuyusu” denilen yere, Kayalar köyü ile bağları olan, konar-göçer hayatı yaşayan yerli halktan 20-25 hanenin Seydi adlı bir önderin etrafında yerleştiği, zamanla çoğalarak köyün çekirdeğini meydana getirdikleri anlaşılmaktadır. Daha sonra Emir Sultan’ın müridi ve halifesi olan Abdullah oğlu Yusuf (Halen mezarı kaplıcalarda gazinonun bitişiğindedir.) hazretlerinin köye halkı bilgilendirmek için geldiği ve hamam kalıntıları üzerine yeni bir hamam yaptırdığı görülmektedir.
 Voyvodalık döneminde Alidemirci köyündeki Balya Tımar ağalarının Ilıca’daki temsilcileri Hacı İbrahim Ağa oğulları ile Alemdar (Bayraktar) oğulları sülalesi idi. 18 ve 19.yüzyıllarda bu iki ailenin güç mücadelesi söz konusu olmuştur. Bu güç mücadelesi 1825’lerde Alemdar (Bayraktar) oğulları sülalesinin Kütahya’nın Simav ilçesinden fedailer getirmesine kadar varmıştır.
 1839 yılında Tanzimat Fermanı ile tımar sistemi kaldırılıp muhtarlık sistemine geçildi. Ilıca köyünün ilk muhtarı El-Hac Kara Hüseyin Ağa’dır
               Belirleyebildiğimiz muhtarlar şunlardır:
Arabacı oğlu Hacı İbrahim Ağa, Çerkez Hacı Ahmet Ağa, Koca Abdullah oğlu Bey Mustafa, Dereli oğlu Mehmet, Plevneli oğlu Bakkal Ali Efendi, Balkan ve Birinci Dünya Savaşı yıllarında muhtarlık Hacı Demirci-oğlu Cafer Ağa ile El-Hac Kara Hüseyin Ağa oğlu Bektaşi Arif Ağa arasında el değiştirip durmuştur. Yunan işgali yıllarında (30 Haziran 1920-6 Eylül 1922) muhtarlar: Muhacir Şumnulu Aliş Mustafa Ağa, Pomak Sait Ağa oğlu Pomak Hasan Ağa, Muhacir Şumnulu Sak-oğlu Saka Osman Ağa, Koyun-oğlu Mustafa Ağa, Sarı oğlu Köse Mustafa, Hacı Abdullah oğlu Mehmet Ağa. Eğribaş-oğlu Gözlüklü Hasan Efendi, Muhacir Şumnulu Sak-oğlu Saka Osman Ağa, Pomak Sait Ağa oğlu Pomak Hasan Ağa, Koyun-oğlu Mustafa Ağa, İsmail ÖZTÜRK, Ali CAN, Abdülkadir GÜVEN, Arif AKTAN, Hasan TUNÇ, Mehmet EREN, Nail GÜVEN, Ali ALKAN, Mehmet EREN, Hasan OĞUZ, Eyüp UÇAK, Mustafa ÇAKIROĞLU, (Ilıca İlkokulu müdürü Kazım ASLAN: 1960 ihtilali nedeniyle muhtar olarak 1960-1961 tarihleri arasında görev yapmıştır.), İsmail Hakkı ÇAKIRÇAVUŞ, Niyazi KARACA, Mustafa BAKIR
                            BELEDİYE KURULUŞ DÖNEMİ
1900 yılında Balya 3.sınıf kaza yapıldı. II. Meşrutiyet’in ilanı ile birlikte 1908 yılında Kayalar köyü Balya kazasının bir nahiyesi olmuş1909 yılında nahiye müdürlerinin sıcak su kaplıcaları nedeniyle Ilıca’da oturmak istemesi ve. Molla Abdülkadir Efendi’nin girişimi ile Bakkal Ali Efendi’nin muhtarlığı döneminde Ilıca’ya taşınmıştır. Yine karakol binası 1909 yılında Ilıca’da kurulmuştur. İttihat ve Terakki partisinin yönetimi ele geçirmesi ile birlikte 1913 yılında Kayalar köyü Balya kazasının tekrar nahiyesi olmuş fakat kısa bir zaman sonra nahiye merkezi yine Ilıca’ya taşınmıştır
Ilıca’da 1918 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur. İlk Belediye başkanı Molla Abdülkadir Efendi’dir. 1920-1922 yılları arasında Yunan işgali nedeniyle belediye teşkilatı kaldırılmıştır. . TBMM Hükümeti Yunan işgaline son verince Ilıca belediye teşkilatı yine Molla Abdülkadir Efendi başkanlığında işlerine kaldığı yerden devam etmiştir.   Daha sonra Mehmet Sadık ÇELİK, yine Molla Abdülkadir Efendi ve İsmail Hakkı Efendi belediye başkanlığı yapmışlardır 21 Mayıs 1929’da da belediye teşkilatı kaldırılmıştır.
Ilıca’da 1972 yılında belediye teşkilatı yeniden kurulmuştur. İlk Belediye Başkanı Mehmet Esat ÇELİK’dir.  Daha sonra Ali CEYLAN, Sadettin ALKAN (üç dönem), Mehmet ÇELİK, yine Sadettin ALKAN, Mehmet ÇELİK belediye başkanlıkları yapmışlardır. Halen Belediye Başkanı Mustafa TEPELİ’dir.
Belediye teşkilatı gereği muhtarlıklarda iki mahalle olarak yeniden düzenlenmiştir. Atatürk mahallesi muhtarları: Ahmet CIMBIL, Osman TUNA, Mehmet KESKİN.Adil ÖZER,Özcan TUNA
 Çay mahallesi muhtarları: Mustafa ÇAKIROĞLU, Sinan BIÇKI, Nihat TUNÇ.Bilal ŞEHİRLİ 
Ilıca’da yerli aileler arasında yaptığımız incelemede kadı, hoca, imam, hatip, molla, efendi, beşe, ağa, kahya, çırak vs. yanında berber (sülale ismi), fıçıcı, çıkrıkçı, marangoz, arabacı (sülale ismi), parmakçı (sülale ismi), demirci (sülale ismi). Muhacir, yürük, Pomak vs. unsurların Ilıca’ya yerleştirilmesi sonrasında bıçkıcı, bakkal, bıçakçı, bezirgan, değirmenci, dülger, hasırcı, terzi, kömürcü, kalaycı, gülyağcı, sığırtmaç, ormancı, seyis, kilci meslekleri de görülmüştür.
1530’larda Ilıca’da 80 hane bulunmakta ve 417 kişi yaşamaktaydı. Köye hem Ilıca hem de Seydiköy denilmekteydi. Daha sonra özellikle 16.yüzyıl sonları ve 17.yüzyıl başlarında Anadolu’daki Celali ve Suhte ayaklanmaları sonucundaki “Büyük kaçgunluk yılları”, Batı Anadolu’daki ayaklanmalar nedeniyle Ilıca’nın nüfusu azalmıştır. Ancak 1691 Türkmen iskanı, 1780’lerden itibaren köylere geri dönüş ve Balkanlar ile Kırım’dan savaşlar nedeniyle göç edenler ile birlikte Ilıca nüfusu önceki yüzyıl ve yüzyıllara oranla 19.yüzyıl başlarında oldukça artmıştır. Çünkü artık mescit yetersiz gelmeye başlamış ve cami gereksinimi ortaya çıkmış ve Aşağı cami / Koca cami yapılmıştır (1819?). 19.yy boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerinden göçler; 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı sonrası Balkan muhacirleri yerleştirilmesi ile 1840 yılında Ilıca’daki hane sayısı 122’yi bulmuştur. Köye 1862-1864 yürük iskanı ile konar-göçerliğin kaldırılması sonrası yürük yerleşmeleri; 1864 sonrası Kafkasya’dan gelen muhacir Çerkez yerleşmeleri; 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı (93 harbi) sonrası Balkan muhacirleri yerleştirilmesi; 1892 sonrası özellikle Bulgaristan’dan Pomaklar ve daha sonra yine Balkan muhacirleri yerleştirilmesi ile Ilıca büyük bir etnik çeşitliliğe kavuşmuştur. Nüfusun 19.yüzyıl boyunca artması ikinci bir cami gereksinimi doğurmuş ve Muhacirler camisi yapılmıştır (1898). Ilıca’da 1889 ve 1904 yılında iki defa nüfus sayımı yapılmıştır. 1904 sayımında Ilıca’daki hane sayısı 188 olarak tespit edilmiştir. Ilıca’nın bilinen isimleri Seydiköy, Ilıca, Şifa Ilıcası, Kükürtlü Ilıcası, Dağ Ilıcası, Ilıca kaplıcalarıdır.
1891 (Hicri 1308) yılında Balıkesir Vilayeti Maarif Komisyonu Başkanı Dalkıran-oğlu İsmail Remzi Efendi, Ilıca’ya gelmiş ve “Küçük ve Büyük Hamam” üzerinde değişiklikler ve tamirat ile eski çamaşırhaneyi yıktırarak yerine iki katlı (haney) iki oda ve yine “Küçük ve Büyük Hamam”ların etrafına çepeçevre dört oda yaptırmıştır. Kaplıcaların bu tarihi odaları 23 Nisan 1957 tarihinde çıkan bir yangında tamamen yok olmuştur. Kaplıcalar1389-1933 yılları arasında vakıf olarak idare edilmiştir (Osmanlı Devleti döneminde Evkaf Müdürlüğünün, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde Vakıflar Müdürlüğünün). 1891 yılına kadar sadece hamamların yıllık olarak kiralanması ve misafir odasında gelen misafirlerin ağırlanması şeklinde işletilen kaplıcalar, 1891 sonrasında pansiyonlu odaların da hizmete girmesiyle işletmesini genişletmiştir. Bu dönemde kaplıcalar vakıflar adına şahıslar tarafından işletilmiştir. 1891-1920 yılları arasında kaplıcaları işleten bazı şahıslar şunlardır; Koyun-oğlu Alişan Ağa, Saka Osman Ağa, Kadir Ağa. Daha sonraki yıllarda Balıkesirli Bakkal Şakir Ağa ve Fakir oğlu Ahmet, Balyalı Leblebici Mehmet Ağa. 1933 yılında dönemin muhtarı İsmail Öztürk-lakabı Millet- tarafından Vakıflar İdaresinden şahsi gayretleri ve parası peşin verilmek suretiyle Ilıca köyü namına satın alınmıştır. 1933-1981 yılları arasında muhtarlık ve belediye namına Armutalanlı Polis Kazım Aydın, Mehmet Sadık Çelik-lakabı Sıtkı bey-, Balıkesirli Alaattin bey, Armutalanlı Osman Avcı-lakabı Kocakafa-, Şamlılı Hüseyin Kula, Edip Esen (1960-1977 yılları arasında 17 yıl kaplıcaları işletmiştir. Gömme banyolu beş adet oda yaptırmıştır) tarafından işletilmiştir. 1983 yılında zamanın belediye başkanı Saadettin Alkan tarafından beş adet gömme banyolu odanın bulunduğu yere modern bir hamam (Yeni Hamam) inşa ettirilmiştir. Soyunma odaları, büyük havuzu, dinlenme ve yıkanma yerleri, göbek taşı bulunan bina geleceğe dönük yapılmış ve halen hizmet vermektedir. 
AYAKLANMALAR VE BALKAN SAVAŞLARI ZAMANINDA ILICA 
Balkan Savaşları başladığı zaman (1912-1913), Ilıcalı gençlerde de seferberliğe katılmışlardır. Bu savaşlardaki Ilıcalı şehit sayısı tespit edebildiğimiz kadarı ile 17 kişidir. Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) sonucunda ise Ilıca’nın verdiği şehit sayısı tespit edebildiğimiz kadarı ile 100 kişidir. Seferberliğe katılan insan sayısı ise muhtemelen 300 kişi kadardır.
1919 yıllarında Manyas yöresini kasıp kavuran Ahmet Anzavur ve çetesinden Ilıca kasabası da zarar görmüştür. Bazılarının malı yağmalanırken, bazılarının da canına kastedilmiştir.
1918-1920 yılları arasında merkezi otoritenin olmaması nedeniyle özellikle Gönen-Manyas Çerkezleri (Gürcüler ve Muhacirler) arasından kimi kişiler eşkıyalık yapmaya başlamışlardır. Bu eşkıyalık hareketi kısa zamanda yaygınlaşmış, birçok köye sıçramıştır. Bu yıllarda Ilıca’da bazı ağalar eşkıyaların tarafını tutarken, Molla Abdülkadir (Güven) Ağa başkanlığındaki bir grup da teşkilatlanarak köyü korumaya çalışmışlardır. Mayıs 1920 tarihinde Ahmet Anzavur Ilıca’yı basmaya gelmiş ve kaplıcalar yakınında küçük çaplı çatışmada olmuştur. 30 Haziran 1920 yılında ise Ilıca ve çevre köyler yunan işgali altına girmişlerdir. Yunanlılar, Maçuka Çavuş emrindeki 20-30 kişilik bir müfreze ile kasabaya gelmişlerdir. Bu olay üzerine efe tabiatlı bazı kişiler “Biz Yunan çizmesi yemeyiz” diyerek, Ilıca’dan ayrılmışlar ve çetecilik faaliyetlerine girişmişlerdir. Bunlar: İnce Mehmet (İnce), Katrancı Mustafa, Çolağın Mehmet (Nergiz), Karabacak Hüseyin, Pomak Aziz’dir. Bu kişilerden Pomak Aziz ve Karabacak Hüseyin, Yunan taraftarı olan Yenikavak köyünden 10 kişi tarafından yakalanmış ve Yunanlılara teslim edilmişlerdir. Daha sonra bu iki efeyi Hacı Ali Ağa (göçmenler-yeni) camisinde (Yunanlıların garnizonudur) işkenceye tabi tutmuşlar Pomak Aziz orada öldürülmüş, Karabacak Hüseyin’de Kayalar Köyü yolunda öldürülmüştür. (1922) Kuvay-ı Milliye hareketlerini Ilıca’da ilk olarak başlatan Molla Abdülkadir (Güven) Ağa (1881-1975) dır. Abdülkadir Ağa, Balya Kuvay-ı Milliye teşkilatı ile devamlı irtibat halinde bulunarak, askerlik yapabilecek gençleri Ankara’ya sevk etmiş, bu gençler Kurtuluş Savaşına katılmışlardır. Yunanlılar 6 Eylül 1922 tarihinde Ilıcayı terk etmişlerdir. 
BELDEMİZİN COĞRAFİ YAPISI
Beldenin denizden yüksekliği 105 metredir. Belde güneybatısında yer alan Kayalar Köyü, kuzeydoğusunda yer alan Yenikavak ve Hisaralan Köyü, güneydoğusunda yer alan Armutalan ve Kurtdere Köyüne komşudur. Daha güneyde ise merkez ilçeye bağlı Şamlı beldesi ile komşudur. Belde dalgalı arazi üzerine kurulmuş bir yayla özelliği gösterir. Etrafı tepelerle ve vadilerle çevrilidir. Batı ve kuzeybatı kesimi diğer kesimlere göre daha az yüksektir. Batı kesiminin en yüksek yerini Tavşan Tepesi oluşturur ki 153 m. yüksekliğindedir. Kuzeybatıda ise en yüksek yer olarak Dişbudak Tepesi karşımıza çıkar, 264 m. yüksekliğindedir. Güneye döndüğümüzde yükseklikte artış görülür. Burada ise önemli yükseltiler olarak Pirenli Tepesi (291 m.) ve Kurt Tepe (275 m.) karşımıza çıkar. Doğuda biraz daha artış görülür. Yükseklik yaklaşık 300-350 m. civarındadır. Bölgenin en yüksek tepesi ise Erenler Tepesidir (375 m.) Yağışlar, kış, ilkbahar, sonbahar mevsimlerinde görülür. Sonbahar yağışları geç başlar. İlkbahar yağışları erken kesilir. Yaz mevsimi çok kurak geçer. Kış mevsimleri karlı geçer. Don olayları kış aylarında sıkça görülür. 
 Ilıca’nın Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti bünyesinde idari durumu
Yıllar-Yüzyıllar
Eyalet-Vilayet
Sancak-Liva
Kaza
Nahiye
Köy
14.yy-16.yy
Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti
Biga sancağı
Balya kazası
-----
Ilıca
16.yy-18.yy
Anadolu Eyaleti
Hüdavendigar
“             “
------
18.yy-
Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti
Biga sancağı
“             “
-----
18.yy-1841
Anadolu Eyaleti
Hüdavendigar
“             “
------
1841-1845
Hüdavendigar (Bursa) Vilayeti
Karesi Livası
“             “
Kayalar nahiyesi
1845-1846
Manisa vilayeti
Karesi Sancağı
“             “
-----
1846-1864
Hüdavendigar (Bursa) Vilayeti
Karesi Livası
“             “
------
1864-1874
“                “           “
Karesi Sancağı
Edremit kazası
Balya nahiyesi
1874-1880
“                “           “
“                “
Merkez (Balıkesir)
“                “
1880-1886
Müstakil Karesi Sancağı
“                “
“                “
“                “
1886-1888
“                “           “
“                “
“                “
“                “
1888-1900
Hüdavendigar vilayeti
“                “
“                “
“                “
1900-1904
“                “           “
“                “
Balya kazası
-----
1904-1908
“                “           “
“                “
“           “
------
1908-1909
“                “           “
“                “
“           “
Kayalar nahiyesi
 
1909-1913
Müstakil Karesi vilayeti
------
“           “
Ilıca nahiyesi
 
1913
“                “           “
------
“           “
Kayalar nahiyesi
 
1913-1918
“                “           “
------
“           “
Ilıca nahiyesi
 
1918
“                “           “
------
“           “
Kayalar nahiyesi
 
1918-1923
“                “           “
------
“           “
Ilıca nahiyesi
 
1926-
Balıkesir vilayeti
------
Balya ilçesi
Ilıca bucağı
 
 
HAZIRLAYAN :Şaban SEVİLEN.

 Kaynakça...: Katkılarından Dolayı Celal Bayar Üniversitesi Öğretim Görevlisi syn. İsmai OĞUZ'a Teşekkür ederiz.
 


YORUM SAYFASI...:  
  ************************** .

.
 
Facebook beğen  
 
 
G Ü N L Ü K -G A Z E T E O K U  
   
HAVA DURUMU  
 
+30
+32°
+15°
Balıkesir
Pazar, 03
Pazartesi   +32° +17°
Salı   +33° +15°
Çarşamba   +29° +16°
Perşembe   +27° +13°
Cuma   +29° +13°
Cumartesi   +30° +15°
 
P A R A-- P İ Y A S A L A R I  
   
Ç İ F T Ç İ---K Ö Ş E S İ  
 



.

Çiftçi Doğrudan Gelir Desteği Sorgulama Sayfası

 
ilicakaplicalari.tr.gg

Bu sayfada dakika saniye misafirimiz oldunuz. ..TEŞEKKÜRLER..



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol